20 Aralık 2023 Çarşamba
Göç Haberciliğinde Görsel Kullanımı
Göç Haberciliğinde Görsel Kullanımı
Habere eşlik eden görseller anlattığımız hikayelerin büyük ve önemli bir parçası. Hatta çoğu zaman haberde yazdıklarımızın önüne geçebilecek kadar güçlü… Göç haberlerindeki görseller ise bu gücün ötesinde bir işleve, yani “doğrudan temsiliyet yaratma” kapasitesine sahip. Göçle ilgili haberlerde kullanılan görseller okuyucuya mülteci ve göçmenlerin “kim” olduğu ve göç deneyiminin “nasıl” yaşandığına dair somut bir izlenim sunuyor. Dolayısıyla, haberlerde kullanılan söylem kadar seçilen görseller de mülteci ve göçmenlere dair toplumsal algının oluşmasında belirleyici rol oynuyor. Bu sebeple, göç haberlerinde nasıl görseller kullanıldığını ve nasıl etkiler yarattığını fark edebilmek gerçekçi ve kapsayıcı bir temsiliyet sunabilmenin ilk adımı.
Göç yolculuğu ve özellikle sınır geçişleri sırasında çekilen fotoğraflar medyada mülteci ve göçmenlerle ilgili haberlerde sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bu fotoğrafların tercih edilmesinin temel sebebi göç sürecinde yaşananlara dair somut bir anlatı sunabiliyor olmaları. Bu bakımdan, göç hareketlerini inceleyen haberlerde bu görsellerin kullanılması okuyucunun mülteci ve göçmenlerin göç yolculuğu esnasında deneyimledikleri zorlukları gözlemleyebilmesine olanak sağlabiliyor. Ancak, mülteci ve göçmenlere dair her haberde sınır geçişi fotoğraflarının kullanılması gerçekçi ve kapsayıcı temsiliyet açısından bazı olumsuz yönlendirmelere yol açabiliyor:
Göç haberlerindeki görsellerin çoğu temsili olarak kullanılan stok insan fotoğraflarından oluşuyor. Bu fotoğraflarda genellikle belirli etnik, dini ve kültürel kimlik özelliklerinin ön plana çıktığını görüyoruz. Göçe dair tüm haberlerde bu benzer fotoğrafların kullanılması ,bireyler arası çeşitliliği göstermekte başarısız olarak, mülteci ve göçmenlerin tektip kimliklere, inançlara ve kültürel özelliklere sahip homojen bir grup olarak algılanmasına yol açabiliyor. Bu genelleştirme hem bu kimlik özelliklerini taşıyan bireylere dair önyargıları arttırıyor hem de izleyicinin gözünde bu stereotip profilden bağımsız karakterlere ve yaşam tarzlarına sahip mülteci ve göçmenlerin var olabileceği algısını yok ediyor.
Göç ile ilgili çoğu haberde mülteci ve göçmenleri genellikle savaş ve yerinden edilmenin pasif kurbanları olarak görüyoruz. Özellikle çatışma bölgelerinde yaşananları veya zorunlu göç süreçlerindeki sınır ve deniz geçişlerini konu edinen haberler, mülteci ve göçmenlik deneyimini genellikle “insanlık dramı”, “trajedi”, “acı hikâye” gibi manşetlerle betimliyor. Bu haberlere eşlik eden çoğu görselde mülteci ve göçmenler acı içindeki çaresiz bireyler olarak yer alıyor.
Benzer betimlemeler mülteci ve göçmenlerin güncel yaşam koşullarını inceleyen haberlerde de karşımıza çıkıyor. Bu haberlerde de mülteci ve göçmenler ya sığınma kampı çadırlarında ya da ikamet ettikleri evlerde sefalet içerisinde yaşayan mağdur ve muhtaç kişiler olarak resmediliyor.
Mülteci ve göçmenlere karşı işlenen suçları konu edinen çoğu haberde de şiddet eylemleri ayrıntılı bir şekilde betimlenerek manşete taşınıyor. Haber görselleri ise şiddete maruz bırakılan bireylerin gizliliğini ve güvenliğini korumak yerine onların kişisel bilgilerine ayrıntılı bir şekilde yer veriyor ve failin uyguladığı şiddeti meşrulaştıran kişisel detaylara odaklanıyor.
Kullanılan bu fotoğraflar maruz bırakılan zorlukları ve hak ihlallerini yansıtsa da, görsellerdeki ana odağın çaresizlik ve acıya indirgenmesi mülteci ve göçmenlerin insani kriz, ayrımcılık ve şiddet karşısından önlenemez ve yegâne kurbanlar olarak sınıflandırılmasıyla sonuçlanıyor. Haberler üzerinden zamanla okuyucunun gözünde de normalleşen bu sınıflandırma, kolaylıkla toplumsal hayata taşınma ve hak ihlallerini arttırabilme potansiyeli taşıyor.
Her toplumsal olgu gibi göç de en temelinde insana dair. Göç haberlerinde kullanılan görseller ve etik kurallara yönelik tartışmalar da genellikle temel insan haklarının korunması ekseninde şekilleniyor.
Göç haberlerinde yer alan fotoğraflar mülteci ve göçmen bireylerin yaşadığı bir ana ait, ama fotoğraftaki öznelerin hayat hikayeleri bu karenin dışında da sürmeye devam ediyor. Bu sebeple kullanılan görsellerin insan hayatı üzerinde kalıcı ve geri döndürülemez etkileri var. Bu etkileri değerlendirdiğimizde, mülteci ve göçmenlerin temel haklarının korunması açısından haber üreticilerinin insan fotoğrafları kullanırken aşağıdaki olasılıkları göz önüne alması gerekiyor:
Tüm bunlar düşünüldüğünde, göç haberlerinde görsel seçimi ve özellikle insan fotoğraflarının kullanılmasına dair editoryal karar alımı oldukça zorlaşabiliyor. Öte yandan, görsel kullanımı göç ile ilgili haber içeriklerine ciddi bir etkileşim kapasitesi de kazandırıyor. Haberlerde etkili görseller kullanıldığında mülteci ve göçmenlere dair gerçekçi ve kapsayıcı bir temsiliyet yaratabilme ve göçe dair dinamikleri kamuoyunda daha görünür kılabilme imkanı da artıyor. Dolayısıyla, gazeteciler için görsel seçmek zor ama bu süreci kolaylaştırmak için izleyebileceğimiz çeşitli yöntemler var. Alanda öne çıkan kaynaklardan ve göç haberciliğinde uzman gazetecilerin deneyimlerinden derlediğimiz bu liste görsel kullanımı sırasında yararlanabileceğimiz çeşitli öneriler sunuyor:
Sahada veya Birebir Röportaj İçeren Haberleştirmeler Sırasında:
Rıza Onayının Mümkün Olmadığı Durumlar ve “Temsili Görsel” Kullanımı Sırasında:
Mülteci ve göçmen bireylerle görsel çekimi öncesinde ve sırasında aşağıdaki adımların izlenmesi bu süreçte gerekli farkındalık ve hassasiyetin gösterilebilmesi için gazetecilere kolaylık sağlıyor:
“Temsili Görsel” kullanımı sırasında ise daha eşitlikçi ve kapsayıcı bir temsiliyet sağlanabilmesi için aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi öneriliyor:
Dijitalleşen medyanın haber üreticilerine getirdiği en büyük avantajlardan biri görsellere erişmenin artık oldukça kolay olması. Özellikle masabaşı haber üretim süreçlerinde stok fotoğraf & görsel tasarım platformları sağladıkları geniş görsel yelpazesiyle gazetecilere neredeyse sınırsız sayıda seçenek sunuyor. Bu platformların göç haberciliğine getirdiği en kritik katkı ise mülteci ve göçmenlerin temsiliyeti açısından daha özgün, gerçekci ve kapsayıcı görsel alternatifler sağlayabilmeleri. Bu platformlar aracılığıyla pek çok farklı sanatçının ve içerik üreticisinin yarattığı görsel tasarımlara, ve bu tasarımları lisanslı kullanım olanağına kolayca erişilebiliyor. Doğrudan insan fotoğrafı kullanımına iyi bir alternatif sağlayan bu tasarımlar, hem göç deneyimi hem de farklı mülteci ve göçmen profillerine dair derinlikli ve çok boyutlu görsel anlatılar sunuyor (Örneği; Görsel 1, Görsel 2, Görsel 3, Görsel 4). Ancak bu platformlar üzerinden yapılan görsel seçimlerinde de kimliğe dayalı stereotipleri vurgulayan ve göç kavramını dramatikleştirilen tasarımlardan kaçınmak gerekiyor.
Son dönemde hayatımıza giren yapay zeka platformları da gazetecilere görsel anlatı alternatifleri yaratmak açısından pek çok yeni fırsat sağlıyor. DALL-E, Midjourney, Adobe Firefly, Imagen gibi metin tabanlı görsel üretim hizmeti sunan platformlar üzerinden haber konusuna uygun gerçekçi fotoğraflar ve detaylı görsel tasarımlar kolayca üretilebiliyor. Göçe dair görsellerde çeşitliliğin görece kısıtlı kaldığı düşünüldüğünde, bu platformlar aracılığıyla göçe dair daha özgün ve kapsayıcı görsel anlatılar oluşturabilmek aslında mümkün. Fakat yapay zeka teknolojilerini kullanırken bu platformların hala gelişim aşamasında olduğunu ve üretilen görsellerde sıklıkla i ayrımcı kültürel stereotiplere yer verebildiklerini unutmamak gerekiyor. Bunun yanı sıra, bu platformlardan gerçekçi insan görselleri ve fotoğraflar oluşturmak medyada mülteci ve göçmenlere dair manipülasyon ve dezenformasyonu arttırma riski barındırıyor. Bunun önüne geçebilmek için, görsel üretirken gazetecilik etik kodlarına bağlı kalmak ve haber içeriğinde görsellerin yapay zekayla üretildiğine dair bildirimde bulunmak büyük önem taşıyor.
Örnek olarak, bu seri kapsamında hazırladığımız “ Göç Haberciliğinde Veri Kaynakları” bölümünden ekibimizin DALL-E ile ürettiği görsel tasarımlara ulaşabilirsiniz.
Human Rights Reporting: A Handbook for journalists in South Eastern Europe (International Federation of Journalists/IFJ,2003)
Reporting on Migration & Minorities: Approach and Guidelines (Respect Words Project, 2017)
https://www.respectwords.org/wp-content/uploads/2017/10/Reporting-on-Migration-and-Minorities..pdf
Media Coverage on Migration: A Practical Guide for Journalists (International Organization for Migration/IOM, 2018)
https://migrantnarratives.org/fileadmin/user_upload/IFJ/Media_Toolkit_2018_-_EN_RO_Dakar__1_.pdf
Journalist Guide to Media Coverage of Migration based on International Law and Evidence (International Organization for Migration/IOM, 2019)
People Between the Lines: A handbook on migration for (future) journalists (Tereza Freidingerová, Peter Ivanič, Adéla Jurečková, 2020)
https://www.peopleinneed.net/media/publications/1424/file/en_people-between-the-lines_final.pdf
Migration and Media: A Journalist's Handbook (Magda Abu-Fadil, International Centre for Migration Policy Development/ICMPD, 2021)
https://www.icmpd.org/file/download/56248/file/EN_MIGRATION%2520%2526%2520MEDIA%2520HANDBOOK.pdf
Reporting Migration: A Handbook on Migration Reporting for Journalists (International Centre for Migration Policy Development/ICMPD, 2021)
https://www.icmpd.org/file/download/50559/file/Handbook0on0Reporting0Migration0EN.pdf